Balıklar susadığında
Balıklar susadığında – Roman 2013
Çeviren: Mehmet Çakmak
Balıklar susadığında romanı üzerine yazılanlardan bir seçki
Yaşadığım sürece H.Yûsiv’in Masî’sini unutmayacağım. Unutulmamak bir romanın başarısının en açık göstergesidir. Dastoyevsky’nin Prince Myshkin ve Rascolinov’u gibi, Rolvayi’nin Juan Birthiado, Herman Melville’nin Ahab’ı, G.G.Marquez’in Arkadio Buendia ve Florentino Aretha’sı gibi, Helim Yûsiv’in Masî’si de unutmayacağım karekterlerden biri olacak… Romanın katmanlı dili, farklı uslüb denemeleri, savaş dili, yalnızlık dili, aşk ve itiraf dili, sadakat ve dostluk dili, ölüm dili… Yazarın başarılı bir biçimde, okurun monoton, teksesli bir dille yorulmaması için kullandığı zengin uslüp ile okurun bir an için bile kitabı elinden bırakmasına izin vermiyor…
Ehmedê Huseynî – 22/05/2010 – Azadiya welat
Bu romanı okuduğunuzda, Kürt edebiyatının vardığı düzeyi fark ediyorsunuz. Kurgusuyla, diliyle ve eksiklikleriyle bu romanı çağdaş dünya edebiyatında tartıya vurabilirsiniz. Kitaplığımdaki iyi
romanlar arasında yerini alacak…
Ferzan Şêr – 11/3/2009 – netkurd.com
Masî’nin kendisi bir halktır, yazar, Masî ile aramızda hiçbir farklılığın olmadığını gösteriyor. Uataca kurgulanmış bir roman…
Ezîz Xemcivîn – 02 Adar 2009 – Avestakurd.net
Humanist, derin bir duyguyla Kürt halkının acılarını yansıtıyor ve okur nezdinde kendisine özel bir yer açıyor. Kürt romancılığında özel bir yeri olacaktır…
Dr.Zara Brahîm – 04.03.2009 – welateme.net
Bu romanı elime aldığımda, bir maraton koşucusu gibi, bir an için elimden bırakmadan ipi göğüslemeye koşar gibi okudum… Bence bu roman yazarın en başarılı eseridir…
Newaf Mîro – 22.01.2009 – Avestakurd
H.Yûsiv’in Sobarto romanı Arapça’ya tercüme edildikten sonra, özellikle Suriye’deki Arap ve Kürt aydınları arasında çok tartışıldı. Sadece basında değil, uzun bir süre özel sohbetlere de konu oldu ve sanırım, bu başlı başına bir roman için başarıdır. Yazarın son romanı Gava Masî Tî Dibin de yine aynı heyecanla karşılandı…
Yasîn Hisên – 02.02.2009 – rojava.net
Öyle doğal ve kolayca Masî ile arkadaş oldum ki, onu bir roman kahramanı olarak değil, canlı kanlı bir dostum olarak seviyorum… Masî, susuzluğuma kendi susuzluğunu ve dertlerini de ekledi…
Maniyêl Broka – Avestakurd – 23 Mijdar 2008
Nazım Hikmet derya içinde olup deryadan bihaber balıktan söz eder ve bu bir çok durumda birçok halkın halini anlatıyor olsa da, Kürtlerin durumuna denk düşmüyor. Fakat H. Yûsiv’in Masî ironisi, Kürtlerin irin bağlamış yarasına neşter oluyor…
Behlûl Zelal – diyarname.com – 07.10.2008
Romanın dili, göneşe dönük bir gül gibi, ağır ağır bize dönüp, usulca gülümsüyor…
Hesenê Dewrêş – Netkurd.com – 16/11/2008
Yazar kendi tarzını, kurgusunu, yalın, zengin diliyle sürdürüyor… Romanı okuduktan sonra, insan kendisini daha önce gerçekleşmemiş, gerçek bir dünyanın olayları içinde çırılçıplak görüyor…
Dîlawer Zeraq – diyarname.com – 12.10.2008
Ben bu romanı sevdim. Dilini, kurgusunu, kahramanını sevdim. Demir kapının alegorisini sevdim, ‚kaderin başındaki külah’ın ironisini sevdim ve ister istemez Masî’yi sevdim… Sobarto ve Dişsiz Korku’dan sonra, H.Y. Gava ku Masî Tî Dibin ile edebi yolculuğunda direksiyonu romancılığa kırdığını gösteriyor. Şüphesiz o artık Kürt dilinin büyük bir romancısıdır…
Alî Fîkrî IŞIK – Netkurd.com – 12/11/2008